SÜYAD DERNEĞİ ÖĞRENİM BURSLARI
SÜYAD derneğince verilecek EĞİTİM BURSLARI, kuruluş senedinde de belirlenen ilke kararları doğrultusunda öncelikle DERNEK imkanlarının elverdiği ölçüde, Devlet üniversitelerinde okuyan öğrencilere öğrenimlerini tamamlamalarına imkan vermek üzere öngörülen destek burslarıdır.
Bu burslar;
1- YÜKSEK ÖĞRETİM DESTEK BURSLARI
Hangi çeşit ve derecedeki okuldan ne kadar öğrenciye burs verileceği ve burs tutarı her yılın KASIM ayında DERNEK Yönetim Kurulunca tespit edilir ve bütçeye gerekli ödenek konur. Her yılın KASIM ayı içerisinde SÜYAD DERNEK web sitesinden ‘’ www.suyad.org ‘’ ve ‘’ facebook SÜYAD 32’’ sayfamızdan duyurulur.
2- ÖĞRENİM BURSLARIMIZA KİMLER MÜRAACAT EDEBİLİR. ( SÜTÇÜLERLİ ÖĞRENCİLERİMİZ )
Burs verilecek öğrenciler esas olarak kesinlikle bu bursa ihtiyaç duyar nitelikte, ihtiyaç sahibi, muhtaç ve özellikle ana ve babası veya bunlardan birisi metevvefa olan veya sürekli hastalık, yaşlılık, mamullük durumu olan, başkaca bir geliri olmayan, varsa bile ciddi biçimde yetersiz olanlar içerisinden Dernek Yönetim Kurulunca seçilir. Esas olarak anılan özellikleri taşıyan öğrencilerden her aileden bir öğrenciye burs verilir. Ancak koşullar gerektiriyorsa ve derneğin olanakları müsaitse ki tüm bu hususlar Yönetim Kurulu Kararı ile saptanır olmak kaydı ile aynı aileden birden fazla öğrenciye de burs verilebilir.
Burs verilecek veya aynı ve nakdi yardım yapılacak öğrenciler yönünden ve öğrenim düzeyleri yönünden hiçbir sınırlama söz konusu olmayacaktır. Üniversite öğrenim sonuna kadar eğitim ve öğretim almakta olan ve koşulları uygun öğrencilere ‘’ SÜYAD DERNEK BURSU ‘’ anında verilecektir.
3- YÜKSEK ÖĞRENİM ÖĞRENCİLERİ BAŞARI BURSU KOŞULLARI
A- Yüksek öğrenime yeni kayıt yaptıranlar için Fakülte veya yüksek okula giriş puan sırasına göre (ÖSYS) bölümüne girenler arasında ilk yarıya girmiş olmak.
B- Ara sınıflar için, Başarısız dersi olmamak veya genel başarı ortalaması 4 üzerinden en az 2.5 (yüz üzerinden not alınan üniversitelerde en az altmış ) olup bir üst sınıfa geçiş hakkını kazanmış olmak (not ortalaması uygun olduğu halde 3’ten fazla başarısız dersi olanlar başvuru yapamazlar)
C- özel ve vakıf üniversiteleri ile yurt dışı üniversitelerde okuyan öğrenciler ile üniversitelerin ikinci öğretim, ekstren, açık öğretim, uzaktan öğretim programı /yüksek lisans programlarında okuyanlar burslarımıza aday olamazlar.
4- BAŞVURU KOŞULLARI
Kazandıkları okullarına kayıtlarını yaptıran öğrenciler yukarıdaki koşulları sağlıyor ise BURS BAŞVURU DİLEKÇESİ ve istenilen belgelerle birlikte Yönetim Kurulu Üyelerimize elden veya posta ile müracaatta bulunabilirler. Adresimize postalanacak belgeler 10 EKİM 2025 tarihine kadar ulaşmalıdır.
A- Burs alabilmek için başvurular 17 EYLÜL 2025 – 10 EKİM 2025 tarihleri arasında öğrenci velisi veya öğrencinin kendi tarafından başvuru dilekçesi ile yapılacaktır. Burs başvuru süresi 10 EKİM 2025 tarihinde sona erecektir. Bu tarihten sonra gelen başvurular evraklar DİKKATE ALINMAYACAKTIR.
B- Başvuru dilekçesi evrakları DERNEK Merkezimize veya belirtilen adrese ulaşmayan öğrenci başvuru yapmış SAYILMAZ.
5- BAŞVURU DİLEKÇE’SİNE EKLENECEK GEREKLİ BELGELER
A- Nüfus idaresinden alınacak onaylı nüfus kayıt örneği ( e-devlet) den
B– Savcılıktan sabıka kaybı ( e-devlet) den
C- Transkript (bir üst sınıfa geçenler için)
D- Öğrenim belgesi (okuldan alınacak) – Yüksek öğrenime yeni kayıt yaptıranlar, ÖSYS Sonuç belgesinin örneği ile kaydoldukları bölüm ve sınıfı gösteren öğrenci belgesini Ara sınıflarda öğrenim görenler, Öğrenim süresince aldıkları dersleri, not ortalamasını gösteren not dökümü belgesini, üst sınıfa kaydolduğunu gösteren öğrenci belgesi.
E- Aile gelir beyanı (TÜM ÖĞRENCİLER);
- AİLENİN MALİ DURUMUNU GÖSTEREN MAAŞ BORDROSU
- SERBEST ÇALIŞANLAR GELİR VE EMLAK BEYANAMESİNİN FOTOKOPİSİ
- EMEKLİ MAAŞ DEFTER FOTOKOPİSİ
- İŞSİZ İSE MUHTARLIKTAN İŞSİZLİK BELGESİ VEYA FAKİRLİK KAĞIDI
Yukarıda belirtilen evrakları tamamlayarak burs başvurusunda bulunabilirler.
F- Nüfus cüzdanı fotokopisi
G- Öğrenci adına açılmış İŞ BANKASI HESAP BİLGİLERİ (ZORUNLUDUR)
H- 1 adet fotoğraf
NOT: BELGELERDE BİLGİ EKSİKLİĞİ KABUL EDİLMEZ. ÖZELLİKLE E-MAİL ADRESLERİNİZ, İLETİŞİM İÇİN CEP TELEFON NUMARASI, ALAN KODU İLE EV TELEFON NUMARASI, VELİMİZİN İLETİŞİM VE CEP TELEFON NUMARALARI İLE İKAMETGAH ADRESİ BİLGİLERİ TAM OLMALIDIR.
PTT HARİCİ ELDEN EVRAK KABUL EDİLMİYECEKTİR.
6- ÖDEME
Burs kazanıldığı kendisine duyulan adaylara, gerekli belgeleri tamamladıktan sonra öğretim yılı başında geçerli olarak, en geç bir ay içerisinde burs ödenmeye başlanır. Bir öğretim döneminde KASIM –HAZİRAN arası (8 ay) burs ödenmektedir. DİĞER AYLARDA ÖDEME YAPILMAMAKTADIR.
7- BURSUN KESİLMESİ
Burs, her ders yılı sonunda başarılı olduğu belgelenen öğrenciye, normal öğrenim süresi boyunca verilir. Normal öğrenim süresi tamamlayan öğrencinin bursu HAZİRAN ayı sonunda kesilir.
8- VİCDANİ YÜKÜMLÜLÜK
Öğrenimini tamamlayan her burslu, hayata atıldıktan sonra en az kendisi gibi bir başka öğrencinin yetişmesi için SÜYAD aracılığı ile burs vermeyi yada başkasının SÜYAD’ a bağış yapmasını sağlamayı vicdani bir YÜKÜMLÜLÜK OLARAK KABUL EDER.
9- YÜRÜRLÜLÜK
SÜYAD DERNEK Bursları müracaat ve şartları SÜYAD yönetim kurlunun kuruluş tüzüğüne kurucu üyelerin aldığı karar ile kabul edilmiş ve yürürlüğe konulmuştur. SÜYAD Yönetim kurulu iş bu müracaat ve şartları her zaman serbestçe değiştirebilir kısmen yada tamamen yürürlükten kaldırabilir. Burs müracaat ve şartları hükümleri SÜYAD DERNEK Yönetim Kurulu yürütülür.
ADRES VE İLETİŞİM BİLGİLERİ (BURS EVRAKLARININ GÖNDERİLECEĞİ ADRESLER)
İletişim:
Yusuf YILMAZ
58 Bulvar Cad. Yeşiltepe Mahallesi 56. Sok. No:10-C ZEYTİNBURNU / İstanbul
Cep : 0532 472 48 11
İletişim:
Ender Recep ÖZGÜL
Cep: 0533 387 47 19
İletişim:
Ömer ACARER
Cep: 0531 760 72 32





Agrı’da teröristlerle çıkan çatışmada Uzman Çavuş GÖKSEL KOÇ şehit düştü.Süyad ailesi olarak başta tüm Şehitlerimize ve Şehidimize Alah’tan rahmet,Şehitlerimizin kederli Aileleri başta olmak üzere Aziz Milletimize Sabır ve Başsaglıgı Dileriz.
Isparta’da yıllar önce başlayan üniversiteleşme çabalarının meyvesi 1992 yılında kurulan Süleyman Demirel Üniversitesi’dir. Türkiye’nin çesitli illerinde 22 yeni üniversitenin kuruluşunu düzenleyen 3837 sayılı yasa 11 Temmuz 1992 ‘de yürürlüğe girer ve Isparta kendi üniversitesine kavuşur. Başlangıçta “Isparta Üniversitesi” veya bu bölge adından esinlenerek düşünülen “Göller Üniversitesi” isimlerinden birisiyle adlandırılacağı beklenen üniversitenin ismi Süleyman Demirel’in yakın çalışma arkadaşlarının son anda yaptığı teklifin kabul görmesiyle “Süleyman Demirel Üniversitesi” olarak belirlenir.Üniversite kurucu rektörlüğüne Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Hasan GÜRBÜZ atanır. Prof. Dr. Hasan Gürbüz iki yıllık kurucu rektörlük döneminin sonunda 4 yıl süreyle rektörlüğe ikinci kez atanır. Ancak 1 Mart 1996’da geçirdiği elim bir trafik kazasında hayatını kaybeder ve aramızdan ayrılır. Üniversite ve şehir ilk büyük acısinı yaşar. Bazı isimler vardır ki kolay unutulmaz, ölürler ama hatıraları yaşar, sanırsınız koridorda karşınıza çıkacak… İşte Prof. Dr. Hasan Gürbüz de onlardan birisi… Kardeşi Muammer Gürbüz, Merhum Rektör Hasan Gürbüz’ün başarı hikayesini anlattı. İşte o hikaye:
Bakın şu işe ki o hafta da mal gelmedi, canım nasıl sıkıldı ama… Ve yanımda yine abim, bir yandan teselli verir, bir yandan saçımı okşar. “Takma be birader, haftalar bitmedi ya…” BAYRAMPAŞA Yıl 965… Kartaltepe’de bir arsa aldık, bir de gecekondu kondurduk, kurtulduk kiradan. Annem Isparta’dan halı getirir, konu komşuya satar. Günü gelmeden arsa taksidini kapatmaya koşar. Emlakçı (Hacı Recep Amca) bu dürüstlüğe bayılıyor. “Gelsin Hasan yanımızda çalışsın” diyor. Abim erkenlerden büroyu açar, çay demler, misafir ağırlar, muhasebe işlerini yapar, on parmağında on marifet öylesini nereden bulacaklar? Hacı Amca Bulgaristan göçmeni, kadastro okumuş zamanında. Ağabeyimi ahbaplarından Fahreddin Beyle tanıştırmış… Fahreddin Bey albay emeklisi ama tarih desen onda, edebiyat desen onda… Farsça, Osmanlıca sular seller gibi… Hâza derya… Abim zaten insan iyisiydi onları tanıdıktan sonra oldu mu aliyyül âlâ… Kul hakkı geçecek diye uykuları dağılır, o yaşta ehl-i takva… Her gün eve yeni bir şeyler öğrenmenin heyecanı ile koşar. O ne güzel menkıbeler, o ne içli kıssalar… Annem gözyaşlarını tülbentine emdirir, babam usul usul ağlar. Kardeşlerim ona keza… Hacı Recep Amca abimi evlad edindi adeta, netice de kızını da verdi ona… HAYDİ ŞAMPİYON Hayatımın dönüm noktalarında hep Abim vardır. Yıl 72-73… Matbaada çalışıyorum, değişik arkadaşlar edindim o aralar. Unkapanı’ndan bir gitar almışım, dımbırdatıyorum aklım sıra… Abim bir gün eve geliyor, aleti görüyor. Eh kaçın kurası, kimlerle düşüp kalktığımı anlıyor. Gitarı kırıp parçalıyor, anneme “söyle biradere, beni görsün” diyor. Bu ne demek? Dövecek! Kendimi marizlenmeye hazırlayıp çaldım kapıyı, sımsıcak karşıladı, oturttu karşısına! “Bak abim, söyle ne istiyorsan yapayım ama onlara takılma!” – O zaman sen de beni karateye yolla. – Bu işi en iyi bilen kim? – Yücel Spor… Biraz pahalı ama… – Hiç önemli değil… Göreyim seni şampiyon, beni utandırma! Gitmiş malzemeleri almış, akşam baktım yatağımın üzerinde urbalar, kuşaklar. O hep takdir getirir, yüksek yüksek puanlar… Ben pek kovalamam tabii üniversite de hayal. Abim doktora için İngiltere’ye gidince beni de yanına aldı, “Aman aslanım şu İngilizce’yi kap, ne demişler bir lisan bir insan…” O doktorayı bitirdi döndü, askerlik çağım geliyor ben de memleketin yolunu tuttum. Devreyi bekliyor, boş boş geziyorum. Bu arada bir 56 şevrole aldık. Araba perişan, kaporta harita gibi, motor çatlak. Ortanca ağabeyim tamirci ya, bahane ile iş çıksın ona… Arabayı bir güzel topladık, millet gözünü alamıyor. Koyu gri (sıçan tüyü), açık gri yaptırmışız, o günlerde öylesi moda. Ön çamurlukta mekanik taksimetre, hatırlar mısın bilmem “serbest” “dolu” yazar, kuşakta sarı siyah damalar… Arabaya kuruldum, taksicilik yapıyorum ama göreceksiniz beni, bir hava, bir hava… Saçlarımı limonla tarıyor, yumurta topukların ökçelerine basıyorum… Niyetim bir taksi durağı açmak… Bir gün yanıma oturdu, “Söz dinler misin abisi?” -Seni kırar mıyım? -Öyleyse üniversite imtihana gir bir daha! -Ya abi ya! Kaç kere girdim, olmuyor işte olmuyor! -Sen gel beni dinle. ABİ BURSUYLA Götürdü MTTB’nin üniversite kursuna kaydetti. Hiç unutmam Faruk Demir, Ayhan Okyar, Osman Özer gibi çok değerli hocalar var. Üniversite imtihanından netice gelmez mi “Yıldız Elektrik Mühendisliği!” Hayda! Ama okumak gibi bir niyetim yok, kolumun altına defter cetvel sıkıştırıp, yollara düşemem bu saatten sonra. Bizim de kendimize göre bir itibarımız var, di mi ama. Bir ara diferansiyeline baksın diye Şevroleyi tamirciye bıraktım, o arada arabayı satmışlar. Nasıl kızdım anlatamam. Anahtarı fırlattım attım. Sizin de… Arabanızın da… Eğer, o taksi dursa okuyamazdım. Abimin ileri görüşü. Bakıyor kaptırmışım. “Satın gitsin” diyor “zararına da bakmayın, yeter ki kurtulsun bundan!” Üniversite yıllarımda Hasan Abim devletten aldığım burs kadar, burs verirdi bana . Çoluk çocuk sahibi olmasına rağmen, paramı aksatmaz asla. Adapazarı’na, Ankara’ya, Isparta’ya, Edirne’ye derse gider, beni de alır yanına. Bensiz ne köfte geçer boğazından, ne ciğer tava… Bir keresinde kayınpederinin arabasını almış. 76 Nova… Müthiş bir otomobil, düşünün imparatorlar biniyor ona… Baktı hevesliyim “geç kullan” dedi. Arabada çıt yok, yağ gibi kayıyor. İyi de önümde bir kamyon… Ne yürüyor, ne yol veriyor, fırsatını bulup önüne geçtim, bastım frene… Kamyon durmaya çalışıyor ama ne mümkün. Balatalar ağlıyor adeta, langır lungur sesler, damper koptu kopacak. Gözüm aynada tam bize vuracak, topuklayıp kalktım. Olacak iş mi yani, resmen vukuat!.. İyi de adam o külüstürle beni nasıl yakalayacak? Üç adım gittik gitmedik kırmızı ışık. Nasıl da uzun yanıyor. Adam ağır ağır geldi, dayandı arkamıza. Cart cart cart el frenini çekti, bir indi, levye, takoz ne ararsan… Abim fırladı arabadan “tamam kardeş tamam” dedi kamyoncuya, “hep böyle yapıyor, eğer ben de bu şoförü kovmazsam!” O öfkeli adam alttan almaya başladı “yok yani beyfendi, işinden olmasın, kabahat biraz da bende aslında…” Yıl 1978, Balıkesir’de 45 gün staj yapacam. Yaz günü ya, gezmem lazım, abimin altında bir Ford Cortina var… Şunu bana versene dedim, çıkarıp anahtarı attı kucağıma… Şimdi düşünüyorum da… Hem iki çocuklu, hem sağa sola derse gidiyor, araba nasıl ihtiyaç, adeta ilaç ona… Gazetemizin kuruluşunda abimin hayli emeği vardı. Beni de gazeteye o aldı. Musahhihlikten, mürettiplikten başladım, taa en alttan… 88 yılında Burmingham’da bir fuara katılmıştık, yıllar sonra buluştuk Londra’da. Eski günleri yad ettik, adayı dolandık baştan başa… İstanbul’a dönüyoruz. Teyyarede sordu “İngiltere’yi nasıl buldun bu defa?” “Orada harcanan günlere yazık” dedim, “ne öldürür, ne güldürür. Bi numara olmaz bunlardan…” -Al benden de o kadar…
İlk gidişte ne biçim tesirinde kalmıştım halbuki, demek insanın ufku açılıyor zamanla… MEMLEKET SEVDASI Hasan Abim memleketine aşıktı, Isparta’dan hiç kopmadı. Birkaç dönem gel seni milletvekili yapalım dediler kısmet olmadı. AP listesinde güçlü isimler vardı zira. Isparta’da üniversite açılınca rektörlüğe çağırdılar. Kurucu rektörlük sıkıntılı iş, lakin abim genç, neşeli, civarı iyi tanıyor. Sütçüler’in tabelasında 4 bin yazsa da iki bin nüfusu bile yoktu aslında. Köy görüntüsünden kurtulsun diye ilk apartmanı abim yaptırdı. Altını kütüphaneye verdi sonra. Hastane için de çok uğraştı ve işi kopardı. Derken muazzam bir yurt binası yaptırdı, Meslek Yüksek Okulu kazandırdı ayrıca… Şimdi abimin adını taşıyan okulda 5 branştan 700 talebe okuyor. Eskiden belli bir saatten sonra ekmek, yemek bulunmazdı, bugün onlarca lokanta çalışıyor. İki bakkal vardı şimdi üç büyük market var, kuyumcu, kırtasiyeci, ayakkabıcı, manifaturacı, fotoğrafçılar… Otobüs seferleri de arttı, bırakın Isparta’yı, aktarmasız Antalya’ya İstanbul’a yolcu çekiyorlar. Abim Isparta’ya gidince bütün dernekleri, grupları, cemaatleri bir araya getiriyor. Bir hafta birinin binasında, bir hafta diğerinin binasında toplanıyor, el birliği ile o kursun, ya da yurdun eksiklerini gideriyorlar. Sonra Belediye Başkanını, Valiyi, Emniyet Müdürünü ikna ediyor her cumayı değişik bir yerde kılıyorlar. Şevket Demirel de ekibe katılıyor. Halkla omuz omuza saf tutuyor, çayını, çorbasını içiyorlar. Nasıl bir birlik, beraberlik… Yabancıların bile dikkatini çekiyor. O cuma da Atabey’e gidecekler. Lakin Amerikalılar gelmiş Tıp Fakültesi Projesini etüt ediyorlar. Neyse adamları yemeğe uğurlayıp, namaza koşuyor. Vakit dar, arkadaşı altındaki arabaya güvenip topukluyor. İslamköy’ü geçiyorlar, yol geniş ve sakin ama araç kontrolden çıkıyor, ağaca vurup takla atıyor. Şoförde çizik bile yok ama Abim Rahmet-i Rahmana kavuşuyor. Müezzinlerin eli kulağında, uzaktan uzağa ezan sesleri geliyor. Annemi de dört yıl evvel aynı gün (1 Mart) kaybetmiştik… Defnettik yanı başına.